dönüp bakmıyorum ardıma. kafamın içindeki o sese, "bak, bak, bak" diyen o sese rağmen bakmıyorum.
dönüp ardıma bakmıyorum.
az mı gittim, uz mu gittim... ne kadar gittiğimi bilmeden ilerliyorum. ilerledim. ama ardıma hiç bakmadım. gurur mu? yok yok, ondan değildi, hiç bakmadım. her adımdan sonra, bir dönemin içinden geçtim ve kapattım o dönemi. bir defterin sayfalarını çevirir gibi, çevirdim hayatımı. geride kaldı. geride kendimi bıraktım. bakmadım.
içimde bir ukde. tam da adımlarımın üstüne ağırlığını koymuş bir ukde. ardımda neler bıraktım? unuttum. birisi zamanında "unutma" demişti. unutmak istememiştim; ama unutmuştum. ardıma dönüp bakmayacağım derken, unutmuşum.
unutkanlığımın ortasına yuvasını yapmış bir ukde. şimdi onunla birlikte bekliyoruz, ardımızda bıraktıklarımızın bize yetişmesini.
gelirler mi ki?
4 Kasım 2010 Perşembe
3 Kasım 2010 Çarşamba
unutma
unutacaksın dedim.
unutmam dedi.
unutuyorsun dedim.
unutmuyorum dedi.
unutmak ihanettir dedim. gülümsedi.
unutma, unutursan bağışlarsın dedim.
ben Allah değilim dedi.
ama ne olduğunu unutmuştu bile.
unutmam dedi.
unutuyorsun dedim.
unutmuyorum dedi.
unutmak ihanettir dedim. gülümsedi.
unutma, unutursan bağışlarsın dedim.
ben Allah değilim dedi.
ama ne olduğunu unutmuştu bile.
2 Kasım 2010 Salı
yaram az
yaramaz diye diye kanatma yaralarını derdi biri. sanki koşarken düşmüşüm de, dizimi kanatmışım. sonra o kanayan yaram, suçunu bilen bir çocuk gibi çekilmiş köşesine ve sessizce kendini beklemiş. sonra kabuk bağlamış da... işte sanki her şey böyle olmuş gibi, ben de artık acıtmayan yaramın kabuğunu soyuyorum.
yaram az diye diye kanatma yaralarını.
bir parmak darbesi yetiyor onu yeniden kanatmaya. acısı hiç geçmiyordu, hiç geçmeyecek sanırıyordum. ilk günkü gibi olacaktı sanki hep. iziyle birlikte bende yaşayacağından emin gibiydim.
yar'a sesleneceğim diye uyandırma yaranı derdi biri. oynardım. gönül bu, unutmayı öğrense bile, unutulmayı öğrenemiyordu. hasretine söz geçiremiyordu. boyun eğiyordu.
şimdi, küçük bir iz her şey. nasır tutmuş ruhum diye tutunduğum şeyi.
yaram az diye diye kanatma yaralarını, gün gelir hissetmez olursun;
dememişti kimse bana. eksik cümleleri tamamlayamamıştım. aklım o kadarına yetmemişti.
yaram az diye diye kanatma yaralarını.
bir parmak darbesi yetiyor onu yeniden kanatmaya. acısı hiç geçmiyordu, hiç geçmeyecek sanırıyordum. ilk günkü gibi olacaktı sanki hep. iziyle birlikte bende yaşayacağından emin gibiydim.
yar'a sesleneceğim diye uyandırma yaranı derdi biri. oynardım. gönül bu, unutmayı öğrense bile, unutulmayı öğrenemiyordu. hasretine söz geçiremiyordu. boyun eğiyordu.
şimdi, küçük bir iz her şey. nasır tutmuş ruhum diye tutunduğum şeyi.
yaram az diye diye kanatma yaralarını, gün gelir hissetmez olursun;
dememişti kimse bana. eksik cümleleri tamamlayamamıştım. aklım o kadarına yetmemişti.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)